780 dönümlük alanda ağaçlar kesilmişti: Akbelen için ‘ÇED muafiyeti’ davası görüldü

“`html

T24 Haber Merkezi

Muğla’nın Milas ilçesinde, İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda, Limak Holding ve IC Holding’in ortak girişimi olan YK Enerji’nin maden alanını genişletmek için gerçekleştirdiği ağaç kesimlerine karşı bölge halkının başlattığı “ÇED muafiyeti” davası, bugün Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde ele alındı. Davanın tarafları, kendi savunmalarını sundu ve mahkeme kararı önümüzdeki günlerde açıklanacak.

Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesimi, YK Enerji’nin 780 dönümlük alana yayılan projeleri sonucunda gündeme geldi. Bölge halkı, bu kesimlerin meşruluğunu sorgulayarak, “ÇED muafiyeti” kararına karşı dava açtı.

Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde gerçekleştirilen duruşmaya CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan ve CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı de katılarak, bölge halkına destek verdiler.

Duruşmada, davacı ve davalı tarafların ifadeleri alınırken, Muğla Barosu’nun davaya katılma talebi de değerlendirildi.

Sarıca: “Kamu yararı nerede?”

Davacı avukatı İpek Sarıca, sunulan projelerin kamu yararını ihlal ettiğini ifade ederek, şu sözleri dile getirdi:

“Sağlıklı bir çevre, insan yaşamı için en öncelikli haktır. Ancak 1955’te yapılan ruhsat başvurularının ardından 1979’da çalışmalara başlanmıştır. 2005 tarihli ÇED muafiyeti kararının geçerliliği sorgulanmalıdır. ÇED yönetmeliği, halkın projeler hakkında bilgilendirilmesi ve katılımını sağlamak amacı taşır. 2005’teki muafiyet kararının sorunlu olduğu belgelerle ortaya konmuştur. 3 Ağustos 2023’te 65 bin ağacın kesilmesinden sonra, ÇED muafiyetinin hala yürürlükte olduğu ifade edilmektedir. Ancak halkın sağlığını tehdit eden çevresel etkilere dikkat çekiyoruz.”

Yorulmaz: “Evlerimiz çatladı”

Davacılardan Hasan Yorulmaz, tarımın olumsuz etkilendiğini ifade ederek, “Akbelen’e 400 metre mesafede yaşayan biri olarak, 24 dönüm zeytinliğimi kendi emeğimle büyüttüm. Ağaçlarımı korumak için mücadele ediyorum. Son bir yıldır ağaçlar kesilip, kamyonlar çalıştıkça toz dumanı her yeri sarıyor,” şeklinde konuştu.

Yıldırım: “Bizi insan yerine koymuyorlar”

Mustafa Yıldırım, duyduğu rahatsızlığı şu şekilde anlattı:

“Evlerimizin ve ağaçlarımızın üzerine tozlar düşüyor, ağaçlarımız verimsiz hale geldi. Çevremizde yaşanan bu olumsuzluklar bizi çok etkiliyor.”

Saraçoğlu: “Akbelen artık cehennem gibi”

Tuncer Saraçoğlu, ifadesinde durumu şu şekilde özetledi:

“Bölgedeki kömür madeni, Işıkdere Mahallesi’ne kadar uzanarak tarihi varlıkları bile yok etti. Geriye kalan Akbelen Ormanı’nın mevcut durumu, tamamen çölleşmiş durumda. Zeytinliklerimizi kaybettik. Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımızı sonuna kadar savunacağız.”

Demir: “Evlerimiz çatladı”

Haydar Demir, yaşadığı olumsuz etkileri şu sözlerle ifade etti:

“Akbelen Ormanı’na 500 metre uzaklıkta ikamet ediyorum. Toz nedeniyle hayvanlarımız dışarı çıkamıyor ve evlerimiz çatladı.”

Çulhan: “Kanser tehdidi altındayız”

Melahat Çulhan, bölgedeki bal üretiminin tehlikeye girdiğini ve sağlığın olumsuz etkilendiğini belirtti:

“500 arım vardı, şimdi sadece 40 kaldı. Bu duruma sebep olan, şirketin faaliyetleri ve tozlu hava. Hepimiz sağlık sorunları yaşıyoruz.”

Gürceğiz: “Ağaçlarım kurudu”

Nurettin Gürceğiz, yaşadığı sulama sorununu şu şekilde açıkladı:

“Kuyu açtım, su seviyem 60 metreden 110 metreye çıktı. Ağaçlarım da kurudu.”

Günal: “Akbelen’de yaşamak zorlaştı”

Cafer Günal, zeytin ve incir üretiminin durduğunu vurgulayarak, “Eskiden bol ürün alırken şimdi durum çok kötüleşti,” dedi.

Kürüm: “Hukuksuzluklar devam ediyor”

Muğla Barosu avukatlarından Mert Kürüm, çevresel sorunların çözümü için hukuki mücadele verdiklerini belirtti:

“Herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı vardır. Bu tür olaylar karşısında müdahale etmek sosyal sorumluluğumuzun gereğidir.”

Ayvalı: “Faaliyetler yönetmeliklere uygun”

Davalı taraf avukatı Koray Ayvalı, maden sahası faaliyetlerinin hukuka uygun olduğunu savunarak, “Davacı taraf pro hakkında yeterli bilgiye sahiptir,” dedi.

Sarıca: “Doğanın katliamı durmalı”

Davacı avukatı İpek Sarıca, bu duruma karşı mücadelelerinin devam edeceğini vurguladı ve “Ülke genelinde çevrenin korunması ve halk sağlığının gözetilmesi gerekmektedir,” dedi.

Davanın hakimi, dinlenen ifadelerin ardından kararın daha sonraki günlerde verileceğini belirterek duruşmayı sonlandırdı. (ANKA)

“`